Reha ÖNER'den (Aşıkların Hasan'ın damadı) köyümüze ait şiirler

NEREDE
Haydi, kalk Hacı Saffet Özbay Namazın gecikti
Fahrettin, Hacı Birol, Koray daha dün küçücüktü...
Aşığın Osman ile oğlu Halil’in evleri yan yana bitişikti
Memişoğullarından Mahmut, Mustafa ile Abdullah nerede

Deli Omar’ ın evinin damı göçmüş kimsesiz bekler
Bekçi Cafer’ in Mavzer Tüfeği patlamaz olmuş tekler
Rahmetli Kara Mustafa’nın solmuş resmindeki renkler
Şekercioğullarından Ahmet, Hilmi Naci ile Bilal Nerede

Hani nerede Ahmet, İsmail, Reyhan, annemin Bekir babası
Kalmamış Rahim’in, Halit, Saffet Karaoğlu’ nun Atı arabası
Hacı Metin Bakkalı açsana çocukların ellerinde kaldı parası
Şekerci oğullarından Sarıların Ahmet ile Mehmet Ali nerede

Âşıklardan Necati, Hulusi, Halil Neziye ile Ahmet
Memişoğullarının Mahmut, Mustafa ile Özer’lerin Mehmet
Aksoylardan Fevzi emmi, Hacali ,Mutlu, Kılıçlardan Hikmet
Şekerci oğullarından Mustafa, Ahmet, İsmail nerede

Özdemirlerden çoban Hamza’nın kuzuları meleşir
Köyün etrafında Kurdu, Kuşu, Tilkisi oynayıp güreşir
Hacelinin, Panazın evleri perişan olmamak için direşir
Opşinlerden Ahmet, Hasan Hüseyin hayal olmuş nerede

Mekânları cennet Köyden göçenleri yazmakla tükenmez
Ün yapmış lakapları ile anılmayınca inan ki bilinmez
Kıştım, Gazık, Şıkıdık, Kelçavuş, Sarıları say, say bitmez
Deli Omarlardan Ömer, Abdullah, Gopuk Hüseyin nerede

Rahmetli postacının ta şapkasından tanınırdı
Postaneye mektup veya telefonla konuşmak için varılırdı
Adları ile lakapları hatırlanınca İyilikleri ile anılırdı
Faydacılardan Necati Postacı Musa Nerede

Doktor,Zettinin Kemal,Efendilerin Mustafa İltir
Paşanın İsa, oğlu Özkaralardan Abdurrahman, Bekir
Geçmişlere edelim dua ,iman ile yapalım zikir
Çakanuz Ali Sakkil, Başçavuş Ekrem nerede

Karaoğullardan Keşirci Ahmet, Kuran’ın bülbülü Halit,Saffet
Ya Rabbi bu güzel insanları lakaplarıyla andım beni affet
Zaman geçiyor hızla hepimizin dönüp dolaşıp varacağı yer ahiret
Şevki Türkyaman, Kılıçlardan Mehmet ile Mustafa Nerede

Aç’ mı geçti ömürleri bu âlemden yoksa tok’ mu?
Ne olur Ruhlarına üç İhlâs bir Fatiha okumak çok’mu
Haydi, bir ilki başlatalım Perşembeleri Yasin okuyan yok mu?
Bu âlemden nice Peygamberler, Şehitler Evliyalar geçti nerede

Yazan :Reha ÖNER-30.09.2013

 

BALLIHİSAR
Evlerin duvarları ile kaşları taştan
Dost evinde yenen bir kaşık aştan
Kuruluşu yanlış olmuş ta baştan ...
Sivrihisar’da Ballıhisar gibi bir köyü sevdim

Eğilmiş her birinin mezarının taşları
Dinmedi, dinmedi gözlerden akan yaşları
Kalanların acı içinde çatılsa da kaşları
Damadı olduğum bir köyü sevdim

Toprağı ak, toprağı kıraç, toprağı kepir
Göç etmiş bak Ahmet dayı Koca Bekir
Kabirde yatanlara bir Fatiha birde zikir
Kimsesizliğe mahkûm bir köyü sevdim

Meşhur kahve önünde ondokuz oluklu çeşmesi
Akan suyundan yüz yıkayıp suyundan içmesi
Güzel olur bağını, çayını, çayırını gezmesi
Tarihi yerleri gezilmeye doyulmayan köyü sevdim

Son öğretmeni gitmiş rahmetli postacı mezarda
Sanki ölü toprağı serpilmiş, sanki nazarda
Sit alanı elin ecnebisi taşını toprağını kazarda
Kanunlara boynu bükük bir köyü sevdim

Ne hikmetse ağacı sevememişler toprak kıraç
Gidenler kalanlara hasret kalanlar sevgiye aç
Zengini zengin fakiri zengine muhtaç
Tozlu yollarında sığır ile koyunlarını sevdim

Bağlarda Zerdali, Badem ile Üzümler kurumakta
Kendisini bilmez çoban bağları hunharca yaymakta
Kalan ağaçların dallarını kırıp ocaklarda yakmakta
Tozlu, kepir, kimsesiz, insansız yollarını sevdim

Ezan okunur camisi cemaatsiz ıssız durmakta
Kimsesi kalmamış garibanlaşmış köy ağlamakta
Kalanları saydım ki üç beş ebe ile üç beş aile kalmakta
Bayramlarda bayramlaşan Cami cemaatini sevdim

Yağmurunda dere boyundan akan sel
Kanunlara yenik kanunlar önünde engel
Ey dost, ey gardaş, ey amca köyüne dön gel
Dost ile içilen bir yudum çayı sevdim

Sekiz on kişi kalmış köyde Seden seyrek
Üç beş çoban kalmış elinde değnek
İçimden gelmiyor eğlenip gülmek
Dostlara sevgilere muhtaç bir köyü sevdim

Çatıları çöken evler yıkılmamak için çabalamakta
Virane evlerde kalan ihtiyarlar hasretle ağlamakta
Köyüne gitmemek için evlatlar bahaneler sıralamakta
Kalpleri katılaşmış göç eden köylüleri sevdim

Harman yerine baktım ne sap ne saman
Bakkalları ile kahvelerinde tütmez duman
Ömür geçmiş hepsini almış götürmüş zaman
Köyüne el köyüne yabancı köylüsünü sevdim

Yahu nasıl bir vicdan bağına tarlasına bakmaz
Evini onarıp senede birde olsa evinde yatmaz
Mezardaki geçmişine gelip bir duada bulunmaz
Mezarında yatan kimsesiz mevta' ları dualarımda sevdim

Kahve ile çamaşır hanenin damı çökmekte
Fidan gibi delikanlılar kızlar çekip gitmekte
Kalan yaşlılar ise bu hayattan göçüp gitmekte
Taşınsın artık kendiliğinden yok olacak köyü sevdim

YAZAN –Reha ÖNER-28.06.2013

 

 


Bizimle iletişime geçin